Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var?
Çok dinleyelim de az konuşalım diye.
Romanos Diogenes
Gün içinde kendimizi bir çok konuşmanın, sohbetin içinde buluyoruz. Peki bu konuşmaların ne kadarını dinliyoruz sizce?
Mutlaka yaşadığınız bir olaydır, muhtemelen siz de yapıyorsunuz. Karşındaki kişinin seni dinlemediğini düşünür ve ona “beni dinliyor musun” diye sorarsın. Sana son söylediğini tekrarlar ve “evet, tabii dinliyorum” der. Ama sen dinlenmiş hissetmezsin. Konuşmaya devam edersin ama bilirsin içten içe o duyduğun cümle değildir dinlemek. Belki duymaktır belki işitmek.
Çoğu insan da anlama niyeti ile dinlemez zaten, cevap verme niyeti ile dinler. Konuşma sırasında duyar seni ama anlatacaklarındadır aklı. Karşımdaki sözü bitirsin de ben konuşayım derdindedir. Bu kişiler genel de ya konuşur ya da konuşmaya hazırlanır içinde. Söyleyeceklerini kafasından geçirir. Susma anını bekler.
Sence bu kişi seni gerçekten dinliyor mudur?
Bir başkasına hararetli hararetli anlatırsın mesela problemini. Belki çözüm sunmasını beklersin belki de sadece paylaşmak istemişsindir. Tek derdin dinlenmek, anlaşılmak olabilir. Ama karşı taraf, söylediklerinden kendi yaşamından bir şey bulur ve takılır ona. Yine durur dinleme faslı senden durak bekler ki kendi hikayesini anlatabilsin. “Aynısı benim de başıma geldi biliyor musun” diye başlar ve onun hikayesine döner konu. Sonra sen alırsın bir cümleyi ve onun durmasını bekler, kendi hikayene geçmeye çalışırsın.
Sence bu kişi seni gerçekten dinliyor mudur?
Kimisi anlattıklarını kendi süzgecinden geçirirken kaybolur konuşmada. Yine kendi hikayesine gider. Sen anlatırsın o senin anlattıklarınla kendi hikayesini yaşar zihninde bir kez daha. Duyar seni ama aklı geçmiştedir, kendindedir.
Sence bu kişi seni gerçekten dinliyor mudur?
Duymak ve dinlemek aynı şey değildir. Duyulmak istediğimizi sanırız çoğunlukla. Sesimiz çıktığında, kelimelerimiz ağzımızdan döküldüğünde anlaşılırız sanırız ama anlaşılmak için karşı tarafın seni anlamak istemesi gerekir. İlettiğin mesaj sadece karşındakinin aldığı kadardır. Daha fazla değil.
Etkin ve aktif dinleme duymanın çok ötesindedir. Karşındakini bilinçli bir şekilde anlamak demektir. Duymak ise söylediği sözlerin bir kulağından girip diğer kulağından çıkmasından ibarettir.
Duyulmak değil dinlenmek istiyorsan önce sen dinlemelisin. Bilinçli şekilde konuşmak için değil, dinlemek için çaba göstermelisin. Bu hiç kolay değildir. İnsan konuşmanın zor olduğunu sanır çünkü gerçekten dinlemenin anlamını bilmez.
Sence sen gerçekten karşındakini dinliyor musun?