Sizi bu yazıyı okumadan küçük bir egzersize davet ediyorum.

Önünüze bir kağıt, kalem alın ve kendinize sadece beş dakika ayırın. Kendinizi hayal edin. Yaşayacağınız bir yer, yeterli yiyeceğiniz var. Hayatta kalacak her şeye sahipsiniz. Şimdi oturun ve kesinlikle sahip olmak istediğiniz 10 şeyin listesini yapın. Hayatınızın sonuna kadar sahip olacağınız, olmazsa olmaz dediğiniz 10 şeyi sıralayın.

Okumaya devam etmeden önce bu egzersiz için lütfen kendinize 5 dakika ayırın.

Bu alıştırma çok kolay gözükse de olmazsa olmaz 10 şey sıralamak göründüğü kadar kolay değil. Bunlar hayattaki tutkularınız, olmazsa olmazlarınız. Ben dahil bu egzersizi yapan bir çok kişiden aldığım geri dönüş 10 adeti tamamlayamadıkları yönünde. Peki siz 10 tane maddeyi rahatlıkla yazabildiniz mi?

Yazabildiyseniz de yazamadıysanız da aslında çok önemli bir gerçekle yüzleşiyorsunuz. Çünkü farkına varmamız gereken durum çok basit.

Gerçekten öyle az şeye ihtiyacımız var ki.

Gerekli her şeye sahip olduğunuzu bilmek harika bir his değil mi?

Bu, kendinizi geliştirmeye çalışmanıza gerek yok anlamına gelmez ama bugün olduğunuz yere, sahip olduklarınıza minnettar olmayı da öğrenmek gerekir.

Maalesef ki beynimiz negatifi görmeye daha meyilli ve hayatımızda garanti gördüğümüz şeylere şükretmeye pek de zaman ayırmıyoruz.

Kaybedene kadar bu değerlerin farkına varamıyoruz.

Nefessiz kalana kadar nefesimizi, hasta olana kadar sağlığımızı, kaybedene kadar karşımızdakini garanti görüyoruz.

Sevdiğimiz biri bile olsa başkasının başarısı bizi başarısız hissettiriyor. Başkasının parası çenemizi yoruyor, tanımadığımız insanların hayatları gündemimiz haline geliyor. Bu durum ise sadece memnuniyetsizlik, şikayet gibi olumsuz duygularla baş başa kalmamıza sebep oluyor.

Günlük hayatımıza bu basit alışkanlığı eklemek hiç de zor değil.

• Güne en basit gördüğümüz şeylere bile şükrederek başlamak,
• Başkaları adına mutlu olarak,
• Onları içtenlikle tebrik etmek,
• Kendi başarılarınızın, yetilerinizin farkında olarak başlayabilirsiniz.

Unutmayın bardağın yarısı boş ya da dolu değildir. Bardak her an yeniden doldurulabilir.

Sevdiklerinizin kötü gününde yanında olmak kadar güzel bir şey var ise o da iyi günlerinde onların yanında olabilmektir. Onların başarılarını, ilerlemelerini kendinizinki kadar sahiplenebilmek, mutlu olabilmek herkesin harcı değil.

Sevdiklerinizin doğum günleri, özel günlerini kuru bir mesajla kutlamak yerine onları arayın. Sesini duyun ve onları içtenlikle kutlayın. İnanın üzerinizdeki tüm negatif enerji buharlaşıp uçacak.

Bu basit şeylerdeki mutluluğu hayatınıza katmak için bir şükran günlüğü edinin.

Her sabah kalktığınızda hayatınızdaki pozitif olaylara odaklanın.

İster tek bir şeye ister daha fazlasına, her gün teşekkür edin.

• Sabah içtiğiniz kahveye,
• Güneşin doğuşuna,
• Sağlıklı bedeninize,
• Yanınızdaki kişinin varlığına,
• Her sabah kalkmak için nedeniniz oluşuna
• …

Kendinize küçük bir defter edinin ya da her gün kullandığınız bir defterin satırını bu basit mutluluk formülüne ayırın.

Mutlaka yazın.

Yazacak bir şeyim yok demeyin. Çünkü biliyorsunuz ki var.

Her gün şükredecek tonla şeyiniz var.

Bunların farkına varın.