Anlam Arayışı
Sıradanlığın ve eyleme geçemememin bence en en en önemli noktası insanın hayat amacının eksikliği.
Maalesef ki çoğu insan sadece günü kurtarmaya odaklanıyor. Bunun için en az zorluk olan yolu seçmekte ve kısa vadeli hazlarla gününü geçirmekte. Büyüme ve gelişmenin olduğu yerde rahatsızlık, acı olması kaçılmazdır.
“Bugünü de atlattık” mantalitesinin olduğu yerde gelişmeden söz edebilir miyiz?
Viktor Frankly’inin İnsan’ın Anlam Arayışı adlı kitabında da üstüne basa basa söylediği gibi, insanın bir amacı olması, en zor durumlara bile katlanmasını hatta bu durumlardan büyük bir güçle çıkmasına olanak sağlar.
Yaşamak için bir “nedeni” olan kişi, her türlü “nasıl”a katlanabilir.
Nıetzsche
Freud haz ve sekse yönelik dürtüden, Adler güce yönelik dürtüden bahsederken, Frankl’in insanın anlam arzusunun en güçlü unsurlardan biri olduğuna inanır. Dürtülerin itici gücü ile hareket ettiğimiz kadar anlamın çekici gücü ile de hareket etmemiz gerektiğini vurgular.
Bu noktada ise özgür irade sahneye çıkar.
Frankl Nazi Almanya’sı toplama kampında bir gün çırılçıplak ve tek başına otururken etki ile tepki arasında insanın seçme özgürlüğü olduğunu keşfetti ve o günden sonra, bugüne kadar yapmış olduğu çalışmaları tamamlamak için (neden) orada geçen günlere (nasıl) daha bilinçli bakmaya başladı.
Bunu söylemek ne kadar acı verse de yaşadığı tüm şeyler aslında çalışmalarına yön veren tecrübelere dönüştü.
Daha öncede söylediğim gibi bir şeyler yapmak için çaresizliği beklemektense ilhamı seçmeliyiz.
Dibe vurmadan daha yükseği hedefleyebiliriz.
Bu sıradanlığı yenmek için bir hayat amacına ihtiyaç duyarız. Bu amacın ne olduğunu ne benden, ne başkasından öğrenmen mümkün değil çünkü bu tamamen seninle alakalı.
Sabah o sımsıcak, güvenli yatağından çıkmana neden olan, tüm gün hatta tüm ömür içinde ateşini hissettiğin, heyecan duyduğun o amacı sadece sen bilebilirsin. Başka kişilerden ilham alabilirsin ama bu amaç senin isteklerin, becerilerin ve potansiyelin ile ilgilidir.
Unutma ki, yaşam değişiyor, dünya gelişiyor, sen de öyle. Gün geçtikçe bu büyük amacın da senle birlikte büyüyüp değişebilir. Sabit kalacak şeyler senin değerlerindir.
Frankl’nin de dediği gibi “mutlak bir hayat anlamı yoktur, hayatın anlamı kişiden kişiye, zamandan zamana değişebilir.“
Kendinden büyük bir amaç uğruna yaşamaya başladığında, o günlük problemlerinin ne kadar da küçük olduğuna şaşıp kalacaksın. Bunları kolaylıkla aşacaksın.
Ertelemeyeceksin.
Şikayet etmeyeceksin.
Hayıflanmayacaksın.
Nedenlerin nasılları unutturacak ve eyleme geçeceksin.
Teşekkür ederim.
BeğenBeğen