Hayal ettiği hayatta adım adım ilerleyenler ve yerinde sayıp hayıflananlar arasında bir fark varsa o da acil olmayan ama önemli olan işlere verilen önceliktir.

BİR GÜN

Yerinde sayıp hayıflananları en güzel tarif eden kavramlardan biri “Bir gün zihniyeti”

Bu kişilerin de hayalleri var, bu kişiler de bir şeyler yapmak istiyorlar ama “Bir Gün”

Bugün değil.

• O hayalini kurdukları işe bir gün başlayacaklar ama önce her şeyin mükemmel olması lazım.
• Bir gün sevdikleri ile kaliteli zaman geçirecekler ama şu an çok meşguller.
• Bir gün biriktirmeye başlayıp yatırım planları yapacaklar çünkü şu an anca yetiyor.
• Bir gün düzenli spora gidip, sağlıklı beslenecekler ama şu an vakit yok.
• Yazmak istedikleri o kitaba bir gün bir kaç satır karalayacaklar ama
• ….

Uygun şartların sağlandığı, her şeyin toz pembe olduğu o beklenen bir gün asla gelmeyecek.

Bir gün zihniyetinden bugün zihniyetine geçene kadar erteleyeceksin, iptal edeceksin, şikayet edeceksin.

Bugün zihniyetine geçtiğin gün ise bunu neden daha önce yapmadım diyeceksin.

Hayatın ne dün ne de yarın. Hayatında tam da şu an.

Hayat küçük anlarının toplamı ve o anları sen yaratıyorsun.

• Sabah akşam nefes almadan çalışabilirsin.
• Bütün gün stres içinde oradan oraya savrulabilirsin.
• Sabahları alarma lanet okuyarak kendini yataktan kazımaya çalışabilirsin.
• Hastalanıp yatak döşek yatmayı tatil olarak görebilirsin.
• “Bir gün sonraki günün telaşını, bugünün terine bulaştırabilirsin.”

Seçim senin.

Dünyanın en bilge insanı, sana en önemli sırrı dahi veriyor olsa, almak istediğin kadarını alabilirsin. Bir gün zihniyetindeysen o sırrı şanslıysan belki bir gün hatırlayabilirsin.

Hep söylediğim gibi her şeyi biliyorsun, bilge birinin gelip sana o sırrı fısıldamasına ihtiyacın yok. Sadece bildiğini uygulamaya koymaya ihtiyacın var. Bugün zihniyetine ulaşmaya ihtiyacın var.

Hayatına anlam katacak, seni bir üst seviyeye taşıyacak, hayallerine adım adım ilerletecek o şeyler hiçbir zaman acil olmayacak. Hiçbir zaman yapılacaklar listende yer bulmayacak.

Sen onları bir gün değil de bugün yapmaya karar verene kadar.

Şiir Önerisi: Sarı Lira Gibi Ömrümüz – Erel Breda?

SARI LİRA GİBİ ÖMRÜMÜZ

Yaşamak değil bizi bu telaş öldürecek,
Bırakın Paris’te ılık rüzgârlarla
taratmayı saçlarımızı,
sevgilimizle doyasıya sohbet bile edemedik biz.
Gözümüz saatte söyleştik hep,
koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yerler vardı,
aranacak adamlar, yapılacak işler.
Bir sonraki günün telaşı,
bir öncekinin terine bulaştı,
başkalarının hayatı bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi,
kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu,
veya yavuklu öpücüğü ile uyanma düşlerini,
ha babam erteledik,
20 li yaşlardan 30 lara kurduk saatin alarmını.
30 lardan 40 lara, sonra 50 lere…
Öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
kuşlukta uyuma imkanı sunduğunda size,
artık uyku girmez oluyor gözlerinize.
Doyasıya söyleşmek, telaşsız sevişmek
imkânına kavuştuğunuzda,
söyleşecek sevişecek kimse kalmıyor yanınızda
Özenle yarına sakladığınız
bir sarı lira gibi ömrünüz,
vakti gelip de sandıktan çıkarttığınızda,
birde bakıyorsunuz ki
tedavülden kalkmış…