19/90 Görselleştirme

Life S.A.V.E.R.S

Visualization – Görselleştirme

Sıradan insanlar sadece mümkün olana inanırlar. Olağanüstü insanlar mümkün veya muhtemel olduğunu değil,

imkansızı hayal ederler. Ve imkansızı görselleştirerek, bunun mümkün olduğunu görmeye başlar.

CHERIE CARTER-SCOTT

Dış dünyamız her zaman iç dünyamızın bir yansıması olacaktır. Düşündüklerimiz duygularımızı, duygularımız eylemlerimizi, eylemlerimiz de gerçeklerimizi yaratacaktır.

Elrod’un tasviri ile görselleştirme, yaratıcı düşünme ve zihinsel prova ile pozitif düşünce üretme pratiğidir.

Kısaca, hayatında yaşamak istediklerini önceden zihninde prova etmek olarak düşünebilirsin. Bu pratik için o günün nasıl geçmesini istediğini, uzun vadede yapmak istediklerini hayal edebilirsin. Sanki yaşanıyormuş gibi tüm netliği ile zihninde o anları canlandırmak beyni bu hayaller için eyleme geçmeye yönlendirecektir.

Halihazırda çevrende olup bitenleri algıda seçicilik merkezini aktifleştirip bilinçli bir şekilde görünür kılacaktır.

Görselleştirme pratiğini daha önce yapmadıysan öncelikle vizyon tahtası oluşturarak başlamakta yarar var. Vizyon tahtan ile geleceğe dair kafanda çizdiğin resmi bir kolaj haline getirerek her gün göreceğin bir yerde saklayabilirsin.


Ben her senenin başında kendime bir vizyon tahtası yapıyorum ve bunu bilgisayarımın ekranına ve çalışma masamdaki panoma asıyorum.

Benim vizyon tahtam bana özel, seninki ise sana. Seni, hayallerini, isteklerini, değerlerini anlatan motive eden bu görselleştirme çalışması, motivasyonun düştüğünde sana neden bu yola çıktığını hatırlatan etkili bir araç.

Nietzsche’nin sözünü tekrarlamakta fayda var. “Bir “neden”i olan, her türlü “nasıl”a katlanır.”

Vizyon tahtası ve görselleştirme de,  bu “nedenlerini” somutlaştıran çalışmalar.

Sabah Ritüelimde Görselleştirme

Benim ritüelimde en sevdiğim kısım, meditasyon sonrası ayırdığım 3-5 dakikalık görselleştirme pratiğim. Bu süreçte bazen gün içinde yapmak istediklerimi kafamda canlandırıyorum bazense bir film gibi kendimi olmak istediğim yerde, olmak istediğim kişilerle ve yapmak istediğim şeyleri yaparken canlandırıyorum. Hatta bazen bu ayırdığım süre yetmiyor. Gece uykuya dalmadan önce, kısa bir meditasyon sonrası kaldığım yerden devam ediyorum.

Öneri:

Araştırmalar, görselleştirme çalışmasını yapmak için en uygun zamanın, titreşimimizin bizi en  rahat hissettirdiği ve huzur verdiği frekans aralığının (saniyede ortalama 10 Herz salınım yapan) Alfa dalgası olduğunu göstermekte.

  • Uykudan uyandıktan hemen sonra,
  • Uykuya geçmeden hemen önce,
  • Meditasyon sonrası
  • Frekansını değiştiren müzikler – alfa dalgası

hayata kısa bir mola serisi ile yönlendirmeli görselleştirme pratiği yapabilirsin


Görselleştirme bir çok başarılı sporcunun, yazarın, oyuncunun, iş insanının sıklıkla kullandığı bir pratik. En sevdiğim hikayelerden birin ise Roger Bannister’ın hikayesi.

Zihnimizdeki prangaları serbest bıraktığımızda neler oluyor, gelin birlikte bakalım.

1950 yıllarında herhangi bir insanın 1 mili, yaklaşık 1,6 km’yi 4 dakikadan az bir sürede koşmasının fiziksel olarak imkansız olduğu düşünülüyordu. Uzmanlar ve medya bu düşünceyi destekler nitelikte paylaşımlarda  bulunuyorlardı. Eğer olur da biri bunu başarırsa bu deneyimin vücudu ve işleyişi alt üst edeceği inancı yaygındı.

Profesyonel atletler için bu rekoru kırmak imkansızdı ve kimse bunu aklına bile getirmiyordu. Sonra kahramanımız Roger Bannister sahneye çıktı ve kamuoyuna ve uzmanlara meydan okudu. 1 mili 4 dakikanın altında koşacağını ve uzmanların yanıldığı kanıtlayacağını açıkladı. Fiziksel antrenmanlar kadar zihinsel antrenmanlar da yaptı. Psikolojik antrenmanlarının içeriğini ilerleyen zamanlarda açıkladı.

Kendisini her gün yüzlerce kez, koşu pistinde yarışa hazır şekilde gözünde canlandırdığını ve yarışı 3 dakika 59 saniyede tamamladıktan sonra tüm seyircilerin onu ayakta alkışladığını hayal ederek zihnini başaracağı şeye programladığını” söyledi.

1954 senesinde 1 mili 3 dakika 59 saniye 4 salisede koştu. Bannister o güne kadar imkansız denilen rekora adını altın harfler ile yazdırdı. Ama kahramanımızın adı o tabelada maalesef ki uzun kalamadı. Bannister’dan tam bir buçuk ay sonra imkansız rekor bir kez daha kırıldı ve bunu izleyen yıllarda 16 atlet daha rekora imza attı. Bannister rekoru elinde tutamadı ama bu sefer de adını psikoloji literatürüne altın harflerle kazımış oldu. Bir kişinin imkansız olarak adlandırılan bir şeyi, diğerlerine imkanlı olduğunu göstermesi ve sonuç olarak imkansızın başarılması olarak açıklanan fenomene Bannister etkisi adı verildi.

Başarmak zihinde başlar. Başaracağına inanmak, fiziki bedenini, ruhunu, zihnini dengeleyerek programlamak, inanmak başarıya giden yolda fırsatları önününe serer.

Neden imkansızı başkasının imkanlı kılmasını bekliyorsun, herkese imkanlı olduğunu gösterme şansın varken?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s