Kendimi sınırladığım bir düşünceye yenmek üzerine dünya adına küçük, kendim adıma büyük bir adım attım.

Başladım.

Ben görsel öğrenmeye daha yatkın biriyim. İnanmayacaksınız belki ama hala ilkokul defterlerimde yazdığım bir bilgiyi, hangi renk kalemle defterimin neresine yazdığımı gözümde canlandırabiliyorum.

Neden bu bilgiye hala sahibim bilmemekle birlikte Osmanlı – Avusturya savaşlarında Uyvar kalesinin fethini defterimin sağ alt köşesinde turuncu renkle yazdığımı hatırlıyorum.

Bu nedenle dinleyerek öğrenemeyeceğime, anlayamayacağıma kendimi o kadar şartladım ki podcast önerileri geldiğinde hep bir yerlere yazdım ama hiç şans vermedim. Çünkü kendimi şartlamıştım.

“Ben sadece dinleyerek anlayamam.”

21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler olmayacak. Öğrenmeyi, öğrendiğini unutmayı ve yeniden öğrenmeyi bilmeyenler olacak.

Alvın Toffler

Sonra bir gün dedim ki kendi kendime herkese geliştirmek istediğin yönleri bul, bu konuda adım at diye bağırıp duruyorsun, kendin yapsana önce.

Ve tabii ki “Challenge”lara bayılan biri olarak hemen kendime bir hedef belirledim.

Her gün, sabah ritüellerinden sonra bir podcast dinle ve analiz et. Hatta keyif ajandasının podcast analiz sayfası da bu şekilde çıktı. Dinlediklerimi, kendi kelimelerim ile yazıya dökme ihtiyacından.

İlk zamanlar gerçekten zorlandım. İtiraf etmek gerekirse, bir podcasti 4 kere dinlediğim oldu. Sonra biraz hile yapıyım dedim ve bir yandan podcast açıkken sesli yazma programları ile söylenenleri yazıya geçtim.

Ve evet ne kadar zorlansam da sürdürdüm.

“Bir şeyi belirli bir sıklıkta yaparsanız, belirli bir oranda sonuç alırsınız ve bu oranı herkes yaratabilir.

JIm Rohn

Listemin başındaki podcast önerileri, Deniz Dülgeroğlu Merdiven Altı Terapi ve İnanç Ayar “Bir Yaşam Felsefesi Olarak Girişimcilik”ti. Zamanla bir değil ikiye çıktı dinlediğim podcast yayınları.

Zamanla güçsüz yönümü yeni bir öğrenme şekline ve keyif alma metoduna çevirmiş oldum.

Artık yepyeni bir alışkanlığım var.

Podcast dinliyor ve dinleyerek de öğrenebildiğimi, anladığımı biliyorum.

Bu durum bende çok büyük bir aydınlanma yarattı.

Ben yapamam yerini ben yapabilirime ve hatta yaptığımdan keyif alabilirime çevirdi süreci.

Bugün İnanç Ayar’ın ilham verdiği “Başlamak, Sürdürmek ve Bitirmek” üzerine yazmak istemiştim oysa ki ama kafanda başlattığın gibi bitmiyor, hayat her zaman.

Önemli olan BAŞLAMAK.

Önemli olan DEVAM ETMEK.

Önemli olan TAMAMLAMAK.

Evet bir sırası var başlamadan, bitiremezsin ama başlamak kadar sürdürmek, sürdürmek kadar bitirmek de önemli.

Hepsinin kendi içinde zorlukları var ama sen önce

• Başla.
• Eyleme geç.
• Harekete geç.

Ne ile başlayacağım dersen.

Cevap çok basit

Önceliklerin.

Başlamanın zorluğu o ilk momentumu vermekte evet.

“BAŞLAYAMIYORUM.”

Başlarsın, merak etme. Küçük küçük başla. Seni zorlamasın ilk adım.

25 dakika değil, 5 dakika dinle ve analiz et önce.

100 mekik çekme, 5 mekik çek ilk önce.

1000 soru çözme, 10 soru çöz önce.

…

HEMEN ŞİMDİ BAŞLIYORUM.