Sabahın altısı, iki çocuk, bir anne ve bir baba. Aylardır, çocukların okuluna, randevulara, işlere güçlere göre ayarlanmaya çalışılan bir tatile çıkıyorlar. Baba ve anne aylardır bu tatilin taksidini ödemek için hayatlarından kısıntı yapıyor. Bir haftalık tatil için, altı aydır.
Bagaj tıka basa dolu, çocukların gözlerinin biri açık biri kapalı, anne telaşla mutfak malzemelerini en son arabaya koymaya çalışıyor. Baba ise acele ile kontağı çalıştırmak için volta atıyor. Kaybedecek zaman yok. Yol başlıyor. Herkes sessiz, varılacak yere ulaşma telaşı. Benzin için duruluyor, durmuşken tuvalete gidin, diyor baba. Bir daha durmayacağız. Bir acele var havada, herkes huzursuz. Kontak saatler sonra kapanıyor. Herkes geldikleri yer için heyecanlı ama yolculukta geçen onca zamanı kimse hatırlamıyor bile. Ne bir söz, ne de bir mimik var.
Hayat ta bu yolculuk gibi işte. Telaşla yola çıkmaya çalışıyorsun. Yol sadece varmak istediğin yere götüren bir araç seni. Yolda gördüklerin, göreceklerin, yaşadıkların, yaşayacakların hiç önemli değil. Önemli olan varmak. Varacağın yer, aradığın mutluluğa ulaştıracak mı acaba seni?
4. ANLAŞMA: Elinden Gelenin En İyisini Yap
İlk 3 anlaşma sana yol gösterdi, bilgi verdi. Verimli toprağına, tohumlar ekti. Şimdi sıra sende. Ne yapıyorsan, elinden gelenin en iyisini yapma vakti. İster araba kullan, ister bulaşık makinesi boşalt, ister bina inşa et, ister roket. Yaptığın her şeyin en basitinden en karmaşığına kadar bunu benimsersen, varacağın yerin önemi kalmaz. Hayata, her şey için “bunu daha iyi hale nasıl getiririm” gözü ile bakmaya başlarsın. Sabah kahvesiz uyanamıyorum diye karton bardaklarda bir önceki günden kalan zifti içmek yerine, kendi ellerinle öğüttüğün kahveni demlersin keyifle. Varacağın nokta kadar yolculuğun keyfine varırsın.
Bir ödül beklentisi ile çıkılan yol, o ödüle ulaşamadığında hüsranla sonuçlanır. Ama gittiğin yolda çevrendeki güzelliklerin farkına varırsan, o yolun sonu değil, tüm yol anlamlanır. Hayat anlamlanır. Elinden gelenin en iyisini yaptığını bilirsen, o ödüle ulaşamamış olmak bir anlam ifade etmez sana.
30 gün boyunca maaş gününü hayatının her dakikasından nefret ederek geçiren biri, maaş günü geldiğinde, eline geçen ödülle mutluluğunu ne kadar artabilir ki? Sen elinden gelenin en iyisini yaptıkça ödül gelir zaten ama önemli bir farkla; sen ödüle bağımlı olmazsın.
Kim olduğumuzu ifade etmek aksiyona geçmektir. Kafamızda birçok harika fikir olabilir, ama fikirleri hayata geçiren şey aksiyondur. Bir fikir aksiyona geçmediğinde ifade yoktur, sonuç yoktur, ödül yoktur.
M. RUIZ
Yaptığın her şeyi bir ritüel edası ile yaparsan anda olursun, geçmişte yaşananlar, gelecekte yaşanacaklardan bağını keser, şu ana, hayata dönersin. Sahip olduğun tek şeyin ise yaşadığın an olduğunu fark ettiğinde, sürekli bir iyileştirme ile elinden gelenin en iyisini yapmaya başlarsın.
Unutma farkı yaratacak olan uygulamadır. Farkında olmak önemlidir ama bu hayatının değişeceği anlamına gelmez. Değişim eylemle mümkündür. Ne az ne fazla, yapabildiğinin en iyisi ile.