72/90 sırt çantasından yuvaya

Ev nedir senin için?

  • Dört duvarı ile başını soktuğun bir yer mi?
  • Lükslüğü ile kendi gururlandığın bir alan mı?
  • Sıcaklığı ile kendini iyi hissettiğin bir sığınak mı?
  • Herkesten, her şeyden kaçtığın sadece sana ait bir oda mı?
  • Sırtında taşıdığın bir yuva mı?

Lisenin ilk yılının sonuna doğru artık bu koca şehre, yeni evime alışmaya başlamıştım. Bu süreçte, bira ay, ev arkadaşımın anneannesi Adana’dan bizimle kalmaya geliyor, bir ay da benim babaannem. Evde bir tereyağı kokusu, bir zeytinyağı kokusu. Bir bol bol et sonra envai çeşit zeytinyağlı… Babaannem yanımda oldukça, ev yuva oldu. Babaannem gitti, yaşadığım 4 odalı ev 1 odaya düştü. Kah o eve gidip tek başıma, yatağımda ağlamak istedim, kah o evden kaçıp gitmek.

Ev senin için ne demek diye sorsan bana o zamanlar; dört duvar derdim sana.

Okulun son günü her ikimizin de ailesi İstanbul’a yanımıza geldi ve ve birlikte kaldığım arkadaşımın ailesi bombayı patlattı. Biz bu yaz İstanbul’a taşınıyoruz. Ama Jülide, tabii ki bizimle kalabilir. Bam bam bam. Alıştığım ev, dört duvardan yuva haline getirmeye çalıştığım ortam başıma yıkılmaya başladı. Bu süreçte abim Ankara’da okuduğu üniversiteden mezun oluyordu ve Amerika’da yüksek lisansa gitmeyi planlıyordu ve bu bomba onun kucağında patladı. Kimsenin yapmayacağı bir fedakarlık yaparak tüm hayatını değiştirerek, yanıma İstanbul’a gelmeye karar verdi. Hem çalışıp hem yüksek lisans yapmaya başlamak üzere.

Ev senin için ne demek diye sorsan bana o zamanlar; sevdiklerim derdim sana.

Biz yine başladık fellik fellik ev aramaya, İstanbul’u karış karış gezdik ve sonunda abimle yepyeni bir evimiz oldu. Şu an ofisim, evim olan 4 duvar abim ile yuvaya dönüştü gözümde. Bana ait olan tek göz odadaki eşyalar, abimin Ankara’da kapattığı evden gelen eşyalar ile mütevazi bir ev kurduk.

İşte o zaman burası bana ait dedim. Annemin saatlerce verdiği tarifler ile yemekler yaptık, her perşembe Aşk-ı Memnu ritüelimiz oldu, abimin bitmek bilmeyen bunu izlemen lazım videoları ile saatlerce beni koltuğa kitledi. Sabahlara kadar mutfak masasında finallere çalıştık. Abimin beni uyandırmadan önce okul gömleklerimi ütülediği günler, arkadaşlar ile sabahladığımız sofralar… İşte sadece yatıp kalkacağımız yer bir yuva olmuştu.

Sonra benim mezun olmama 4 ay kala benden asla bir şey saklamayan abim bir rakı sofrası kurdu bize.

Kadehler devrildikçe, abimin suskunluğu çözülmeye başladı. Ve bomba patladı diye. Bam bam bam.

Jülide ben evleniyorum.

Sessizlik

Jülide, sen mezun olduktan sonra ben Ankara’ya taşınıyorum.

Daha uzun bir sessizlik.

Ev senin için ne demek diye sorsan bana o zamanlar; yalnızlık derdim sana.

Okulum bitti sonra abim evlendi. Abimle kurduğumuz yuvada yalnız kalma fikrine bir türlü ısınamadım ve üniversitede yurda girdim. Ev benim için hafta sonu kaçtığım bir yere dönüştü. En yakın iki arkadaşım ile bu sefer tek bir oda yuvamız oldu. Ben bir bavula sığdırmayı öğrendim yuvamı. O sırt çantası ile gittim evime, ailemin yanına, abimin yeni yuvasına. Bir orada bir burada, kaçtım hep evden.

Ev senin için ne demek diye sorsan bana o zamanlar; kaçış derdim sana.

İlerleyen yıllar, evim, ofisim oldu. Yıllar yuvamı sırt çantasına sığdırdı. Gezdim bir sırt çantası ile şehirden şehre, ülkeden ülkeye. Ev benim hep yalnız kalmaya ihtiyacım olduğu zamanlarda kaçtığım bir yere döndü.

Ev senin için ne demek diye sorsan bana o zamanlar; yuva değil de bir sığınak derdim sana.

Ev yuva olmadıktan sonra sanırım bana sadece 4 duvar gibi geliyor. Ondandır ki sırt çantamı alıp gidebileceğim sevdiklerim ile olabileceğim her yer bana yuva gibi gözüküyordu. Bu seneye kadar evimde tek bir değişiklik bile yapmadım. Orası sadece 4 duvardı benim gözümde.

Pandemi, bana tek başıma da yuva kurabileceğimi gösterdi ve evimi baştan sona yeniledim. Duvarları tek tek boyadım, eski eşyaları özenle tamir ettim, kendim mobilyalarımı kurdum, her şeyi oradan oraya taşıdım. Emek harcadıkça sevdim, sevdikçe yuvam oldu 4 duvar. Burayı hep bir geçiş olarak gördüm ben, lise bitecek, üniversite bitecek, evlilik derken aslında ben bir yuvayı sırt çantama sığdırmaya çalışmışım.

Ev senin için ne demek diye sorsan şimdi bana; kendimi tanıdığım, yalnızlığımın keyfini çıkardığım, kendi kendi kendime yettiğim, beni anlatan, benden bir parça derim sana.

Bir sırt çantası da, bir oda da, dört duvar da benim evim, ben huzurla yuvamda oldukça.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s