Vaktinden önce Mutsuz Olma
Hayatta başımıza geleceğini düşündüğümüz olaylar, başımıza gelenlerden kat be kat fazladır ama nedense bir korku, kaygı düşer içimize.
Kalbin hızlanır, uykular kaçar. Yarın OLABİLECEKLER, bugün OLANLARDAN daha önemli hale gelir.
Geçtiğimiz bayram uçak ile ailemin yanına giderken dünya tatlısı biri ile yan yana düştü koltuklarımız. Babaanneme benzeyen beyaz saçlarını görünce, samimi bir yüz ifadesi ile yerime geçerken iyi yolculuklar, dedim kendisine. Daha uçak hareket eder etmez, yüzü de saçları gibi bembeyaz olmaya başladı. Kitabımı bir kenara bırakıp kendisi ile sohbet etmeye başladım. Belki konuşmak iyi gelir diye. İyi de geldi, ben soru sordukça rengi gelmeye başladı. Uçaktan çok korktuğunu, mecbur kalmadıkça asla binmeyi tercih etmediğini ama maalesef o gün binmesinin acı nedenini bana tüm samimiyeti ile anlatı. Konuşmak gerçekten hem ona hem de bana iyi gelmişti yol boyunca. Kısa süreli uçuşumuzun sonuna yaklaşırken hayatımda yaptığım en sallantılı yolculuk olduğunu düşünüyorum ki uçak gerçekten düşecekmiş gibi titremeye başladı. Bir saniye bile düşünmeden, yanımdaki kadının elini tuttum. Onun olduğu kadar benim de ihtiyacım vardı o an ama içimdeki huzursuzluğu belli etmemeye çalıştım ona. Korkudan bembeyaz olmuş yüzündeki sıcak gülümsemeyi hiç bir zaman unutamayacağım galiba. İyi ki varsın, dedi bana sessizce sanki yüzündeki tebessümle. Koronanın ortasında, erkek arkadaşının bile elini tutmayan ben hiç tanımadığım bir kadının elini tutmuştum. Uçak pistte indiğinde hala el eleydik.
Valizlerimizi beklerken, “Biliyor musun uçak kazasına denk gelme ihtimalimiz 11 milyonda 1’miş torunum söyledi dün gece. Ama işte ne yapıyım? Ömrümden çalışıyorum değil mi” dedi bana. Kaç yaşına geldim, kaç çocuk büyüttüm hala olmayacak bir şey için endişeleniyorum.
İstatistikler ne kadar mantıklıda olsa sayfa dolusu sayılardan öteye geçemiyor zihnimizde. Yoktan acı yaratmaya, acıyı katlayarak büyütmeye meyilliyiz çünkü.
Vaktinden önce mutsuz olma, der Seneca ve ekler “yaşamdaki esaretin nedeni korkulardır. Bu korkulardan biri de ölüm korkusudur.”
Ama unutmamak gereken bir şey var. Eğer ölüm kaçınılmazsa, yaşam da kaçınılmazdır, eğer doğduysak.
Ve evet, buradasın, yaşamda.
Vaktinden önce mutsuz olma. Başına geleceğini düşündüğün bir çok şey gerçekleşmeyecek. Biliyorsun bunu sana söylememe ihtiyacın bile yok. Kaç kez deneyimledin. Uykuların kaçtı, nefesin hızlandı, kalbin gümbür gümbür attı. Telaşlandın, kaygılandın. Sonra ne oldu hatırla.
İnsandan geri alınabilecek hiçbir şey mutluluğu getirmez. Para geri alınabilir, statü geri alınabilir, eş, dost, çocuklar … hepsi geri alınabilir ama unutma bugün senindir, içindeki huzur, mutluluk senindir.
Yarın için bugünden endişeleneceksen, bugünü kim yaşayacak?