80/90 İYİMSERLİK İNKAR MIDIR?

Bugün seninle bir süredir üzerine düşündüğüm kavramlar ile ilgili bir bilinç akışı paylaşacağım.

Beni bir süredir rahatsız eden düşünce:

İyimserlik ve inkarın birbirinin sularında gezmeleri.

Ne demek istediğimi bir felsefeci edası ise bir soruya dönüştürecek olursam;

İyimserlik yolunda gitmeyen durumlarda bir inkar olabilir mi?

İyimserlik ve inkar arasındaki inci çizgiyi nedir diye sorgularken bu düşünce süresi beni 3 farklı kavrama itti.

1.Kabullenmek

Basitçe anlamı ile kabullenmek olan şeyleri olduğu gibi görmek anlamına gelir. Kabullendiğimiz şeyi, tabii ki sevmek zorunda değiliz. Kabullenmeyi pasif bir teslimiyetten öte olanı olduğu gibi görmek olarak algılamalıyız.

Hayatınızı cesurca kabullenin, başarıya dönüştüğünü göreceksiniz.

Ralph Waldo Emerson

Çoğu zaman bir durumun nasıl olmasını istiyorsak o şekilde görmek isteriz bu da olanı kabullenmeyi zorlaştırır. Kabullenmeme durumunun, fiziksel olarak strese, kaygıya, endişeye yol açmaması da mümkün değildir tabii ki. Sonuç olarak da kabullenmediğimiz nokta da bir inkar durumu başlar. Değişim ise farkındalık ve kabul sonucu başlar.

2.Farkındalık

Olanı olduğu gibi kabul ettiğimiz nokta da inkar yerini bilinçli bir farkındalığa bırakır. Bilinçli farkındalık ise olanı değiştirme gücünü elinde tutar.

Örneğin bir kişi sağlığını tehlikeye düşüren bir kiloda ise öncelikle kilosunun fazla olduğunu kabul etmelidir. Eğer bunu kabul etmez ise inkar baş gösterir ve herhangi bir değişiklik için adım atmak mümkün olmaz. Aynı durum, ilişkilerde, sosyal yaşamda, iş ve özel hayatta da böyledir. Bir şeyi değiştirmek için önce orada hoşumuza gitmeyen bir şeyler olduğunu kabul etmek ilk şarttır. Bu kabulle gelen bilinçli farkındalık süreci başlatacak belki de en önemli adımdır.

Bu perspektiften, iyimserliği, bir durumun olumlu ve arzu edilir olacağına dair bir umudu yansıtan bir tutum olarak tanımlayabiliriz. Önemli ve altını çizmemiz gereken nokta ise iyimserlik, kabul ve farkındalık eksikse inkar için zemin hazırlar.

Bu nedenle kabul ve farkındalık olmadan iyimserlik değişimin karşısında büyük bir tehdit oluşturur.

3.Anti Kırılganlık

Türkçeye tam olarak çevirisi olmayan Nassim Taleb’in sözlüğe kazandırdığı, anti kırılganlık bu nokta da üstüne düşünmemiz gereken bir kavram. Esnek dayanıklılık  şeklinde düşünebileceğimiz kavram gerekli durumlarda esneyebilen, bükülebilen ama kırılmayan bir yapı oluşturmak demek.

İyimserliği anti kırılganlık ile buluştuğumuz nokta da değişim için verimli bir ortam hazırlayabiliriz.

Durumu kabullenip, farkına varıp ve uyum sağlayarak sağlam kalarak

Kısaca hayatta karşılaşılan sorunlar, engeller bizi güçlendirir. Eğer her şeyi toz pembe görüyor isek bu bizi inkara sürükler ve sonuç olarak değişime ayak uyduramayıp altında kalmaya mahkum oluruz. Öte yandan pozitifliği farkındalık ve kabullenme ile sentezleyerek anti kırılgan bir yapıya bürünüp değişime ve gelişime kucak açmış oluruz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s