82/90 Vermek ve Almak

Almak, Vermek, Dengelemek

Ben net bir dengeleyiciyim. En azından Adam Grant’in Vermek ve Almak adlı kitabını okumaya başlamadan önce kesinlikle öyle olduğumu düşünüyordum. Şimdi ise bir kişi ile iletişim içindeyken kendimi tartıyorum. Bir fedakarlık yaptığımda ya da geçmişteki bir hikayeye bakarken bunu bir şey bekleyerek mi yoksa içten, karşılıksız mı yapıyorum diye bakıyorum.

Hayatımda verici olduğumu düşündüğüm bir ana dönüyorum mesela. Lise yıllarında en yakın arkadaşım, sözel derslerin finalleri öncesi hep bende kalırdı ve birlikte çalışırdık. Ben öncesinde HEP çalışmış olurdum ve son gece her şeyi ona anlatıp tekrar ederek geçirirdim. Ve tahmin et ne olurdu, çoğunlukla benden yüksek not alırdı. Bozulur muydum, emin değilim çünkü 5 sene boyunca bunu yapmaya devam ettim.  Aramızda hep bunun şakası da geçti. Bu hikaye ve dahasını düşününce özellikle kafam karıştı. Ben dengeleyici olsam ondan bir şey bekleyerek bunu yapmam gerekirdi ama herhangi bir beklentim yoktu. Ama ben?

Grant yanılıyor muydu acaba?

Dur dedim kendi kendime, 3 sayfa okudun, 300 sayfalık kitabı eleştiriyorsun.


İnanç Ayar’ın en sevdiğim sözcük kümesi sezgi karşı bir fikirden bahsediyor Grant.

Aslında alıcı ve dengeleyicilerin değil, vericilerin nasıl başarılar yakaladığından.

Alıcı kimdir?

Başkalarının kendisine ne sunabileceğini odaklanan, alma güdüsü ağır basan kişilerdir. Alıcı olmak aslında bize öğretilen bir şey. Çan eğrileri, sporda kazanmak için karşındakinin kaybetmesi, zirvenin tek kişilik bir yer olduğu inancı…

Alıcı pastayı tek ve büyütülemez olarak görür. O nedenle alabileceğinin en fazlasına odaklanır.

Verici Kimdir?

Vericiler kendi ihtiyaçları kadar başkalarında ihtiyacına odaklanan kişidir. Kazan kaybet yerine, kazan kazan ilişkisi ile başkalarının da çıkarını gözeten kişidir.

Verici pastayı büyütebilen, paylaştıkça daha çoğaltan kişidir.

Dengeleyici Kimdir?

Adı üstünde alma ve verme arasında bir denge tutturan kişidir. Başkalarına bir şey verirken bir karşılık bekleyen, birinden bir şey alırken de mutlaka karşılığını vermesi gerektiğini düşünen kişidir.

Kulağa aslında dengeleyici olmak hala çok mantıklı gelirken, kitabın sayfaları aktıkça, paylaşılan araştırmalar, verici ve alıcıların gerçek yaşam öyküleri ile bambaşka bir hal alıyor.

Sezgi karşıtı bir hal.

Araştırmalar başarı merdivenlerinin en altında tahmin edileceği gibi vericilerin olduğunu doğrulamakta ama bir saniye önemli bir nokta var. Başarı merdivenlerinin en üstünde kimler var dersin?

  • Alıcılar?
  • Dengeleyiciler?

Cevap şaşırtıcı çünkü üst basamaklar yine vericilere ev sahipliği yapıyor.

  • Bu iki tip verici arasında nasıl bir fark olabilir?
  • Biri Grant’ın deyimi ile yer paspaslığı yaparken diğeri zirveye nasıl tırmanabilir?
  • Bu yükseliş beceri ve yetenek ile alakalı değilse sebebi neler olabilir?
  • Ben kendimi dengeleyici sanarken aslında bir verici olabilir miyim?

Cevapları birlikte bulacağız.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s