Marcus Aurelius “Ölüm bir dünyada insana yakışır bir biçimde yaşamaktan daha iyi bir şey olabilir mi” diye sorar ünlü imparator. Hayatı basit yaşa diye öğütler.
Beni düşündüren ise bu basitleşme kavramı. Acaba anlamı pek de basit olmayan bu kelimeyi tamamen yanlış anlamış, basitleşmek ile ucuzlaşmak arasındaki o ince çizgiyi kaçırmış olabilir miyiz?
Modern takipçileri sayesinde sıklıkla işittiğimiz Stoa felsefenin en güçlü isimlerinden Aurelius. Roma imparatorluğunun altın çağında, savaş sırasında felsefe yapmayı seçen bir imparator.Elli sekiz yıllık ömrünün sonu maalesef ki sanatın, ticaretin, felsefenin ışığı ile aydınlanan Pax Romana diye bilinen Roma Barışının da sonunu getirmiş. Savaş alanında kaleme aldığı meditasyonlar eseri ise stoa felsefesini anlamak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir eser. Erdemle, doğa ile uyum içinde yaşamak Aurelius’un başlıca yaşam felsefesi.
Aurelius’u anlamak için stoa felsefesine göz gezdirmekte fayda var. Ülkemizin topraklarında temeli atılan stoa felsefesi, Kıbrıslı Zenon’la kemer altında (stoa) bir araya gelen düşünürlerden almış adını. Stoacılar insanın mutluluğunu temel alır ve mutluluğu doğa ile uyum içinde yaşamakla özdeşleştirir. Mutluluk dış koşullarla değil, içten yakalanan bir haldir. Dürüstlük, ölçülülük, bilgelik stoacıların dirsek çürüttüğü erdemlerdir. Ayrıca insana özgü olan akla çok değer verir ve insanı diğer tüm canlılardan üstte tutarlar. Bu nedenle aklı kullanmanın bir meziyet olduğu gibi bir ayrıcalık olduğunun da altını bol renkli kalemle çizerler. Aurelius, akıllı insanın kötü bir dünyada iyiliği seçebilecek yetenekte olduğunu düşünen bir imparator. Önemli olan aklı kullanmak anlayacağın. Aklı doğruya, iyiye, güzele kullanmak.Basiti ucuzla karıştırmamak. Bir imparator olarak üç erdemi hayat felsefesi yapmış bu düşünür.
- Dürüst olmak
- Kimseyi incitmemek
- Adaletli olmak
Machiavelli’nin kaleme aldığı Prens iktidarı korumak için hükümdarın etik dışına çıkabileceğini savunsa da Aurelius’un felsefesinde bu yoktur. Bu karşılaştırmayı detayları ile incelemek gerektiğini düşünüyorum. O nedenle sonrası için bunu bir not olarak bırakıyorum kendime. “Hayatımız düşüncelerimizin bir sonucudur” der Aurelius. O nedenle yapılan her eylemin bir seçimi ifade ettiğini dolayısıyla her seçimle başka bir seçeneği terk ettiğini savunur. Her seçim de beraberinde sorumluluğu getirir tabii. “Hatta gereksiz eylemleri değil, gereksiz düşüncelerimizi de ortadan kaldırmalıyız” Ünlü düşünür, önemli olanın, eylemi durdurmaya çalışmak değil, eylemi ortaya çıkaran düşünce sistemini değiştirmek olduğunu vurgular. Günümüzde paradigma değişimleri olarak kişisel gelişim kitaplarının vazgeçilmez kavramını 2000 yıl önceden fısıldar bize. Aurelius’un en sevdiğim öğüdü ile bir kapanış yapalım. Sen de bir sonraki görüşmemize kadar bu öğüdü bir düşün.
“Elindeki işi azimle, kusursuz bir şekilde, gösterişe kapılmadan ciddiyet içinde ve özenerek, adanmışlıkla ve adalet ile yap. Diğer bütün işler ve düşüncelerden kurtar kendini. Yaptığın her işi, hayatının son işi, son eylemiymiş gibi yaparsan, başarırsın.”
Marcus Aurelius