Güne Açan Çiçekler Gibiyiz

Aylar önce çalışma odamı daha keyifli bir hale getirmesi için bakımı kolay, orta boy bir kaktüs aldım. Gözüm gibi baktım, suyunu eksik etmedim, konuştum bile onunla. Ama o güzel dalları küstü bana.

Bir türlü sevmedi yerini. Sonunda daha fazla zorlamanın gereği yok diye düşünüp bitkiyi salona, camın kenarına getirdim. Şimdi öyle güzel büyüyor ki, yeni dallar verdi, tomurcuklandı. Çiçekleri açtı açacak.

Ben onu çalışma odamda istedim ama o “orada büyüyemem, hatta yaşayamam” dedi bana.

Bir çiçeğin açmadığını, büyümediğini gördüğünüzde, çiçeği mi yoksa çevresini mi suçlarsın? 

Bir bitki büyümek için doğru miktarda güneş ışığı, su ve besine ihtiyaç duyduğu gibi, biz de gelişmek için belirli unsurlara ihtiyaç duyarız.

Biz de o çiçek gibiyiz, sürekli büyüyor ve gelişiyoruz, ancak bazen engellerle karşılaşıp büyümemiz, ilerlememiz durmuş gibi hissederiz.

Sıkışmış, kaybolmuş veya gittiğimiz yoldan emin olmayabiliriz. 

Bu gibi anlarda, kendimizi, durumları, koşulları suçlamaya meyilli oluruz. Şikayetlerimiz artar, olumsuz duygular sarar etrafımızı ve her şey, daha da kötü görünmeye başlar. 

Peki ya böyle anlarda çevremizi inceleyerek kendimizi geliştirmek için yapabileceğimiz değişiklikleri gözden geçirsek?

Maruz kaldığımız çevre, büyüme ve gelişimimiz için önemli bir rol oynar. Negatif insanlarla, toksik ilişkilerle ve zararlı etkilerle çevrelenirsek, büyüyemez, çiçek açamayız değil mi? 

Kiminlerle zaman geçirdiğimiz, neler okuduğumuz, neler izlediğimiz ve sosyal medyada nelere maruz kaldığımız… 

Bunların hepsi ilmek ilmek, yavaş yavaş çevremizi oluşturur.

Bazen çevremizin bize olan olumsuz etkisini anlamak zor olabilir. Bazen farkında olur ama çıkmazda hisseder, pek de bir şey yapamayabiliriz. Bazı insanlarla, durumlarla veya kalıplarla o kadar alışmışızdır ki, onları sorunlu ya da sorumlu olarak görmeyebiliriz. 

Ama bizler de çiçekler gibi potansiyelimizi tam olarak gerçekleştirmek için doğru ortama, koşullara ihtiyaç duyarız.

Sıkışmış veya ilerleyemiyor hissediyorsak, bir adım geriye çekilmek ve uzaktan hayatımıza bakmak, çevrenizi değerlendirmek güzel bir başlangıç olabilir.

Yeterli güneş ışığı (olumlu etkiler) alıyor muyuz? 

Yeterli su (ilham) alıyor muyuz? 

Doğru toprakta mıyız (destekleyici ilişkiler)? 

Çevremizin, insanlarla olan ilişkilerimizin, tüketilen içeriklerin, çalışma ortamının ve hatta yaşadığımız şehrin, ülkenin bile bizi nasıl etkilediğini değerlendirmeliyiz.

Eksik olanı belirledikten sonra değişiklik yapmak, harekete geçmek daha kolaydır.

Büyümediğimizde, ilerleyemediğimizde kendimizi suçlamak yerine açmayan bir çiçek gibi, kendimizden öteye bakıp bizi geri tutan harici faktörleri göz önünde bulundurmalıyız. 

Benim kaktüsümün yeri çalışma odası değildi, peki senin?

Güne Açan Çiçekler Gibiyiz” için bir yanıt

  1. Merhaba, izmir özderede ağustos ayında meyve veren ve meyvelerinin harika bir tadı olan bu kaktüs , meyvelerindende tatma imkanınız olursa çok beğenirsiniz, sevgiler..

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s