Bir süredir akşam spora gittikten sonra bilgisayar açmamaya, akşam saatlerinde çalışmamaya, kendime zaman ayırmaya çalışıyorum. Açıkçası başarılı da oldum diyebilirim. Farkında olmadan dijital detoks yapıyormuşum.
Acelesiz, güzel bir duş. Saç, cilt, tırnak, vücut bakımları. Yavaş yavaş keyifle hazırlanan bir sofra, afiyetle yenen ayaküstü olmayan yemekler. Kedimle oyunlar. Gece yatmadan önce izlenen bir bölüm dizi, ardından sıcacık yatağımda okuduğum kitabım.
Ama! Geçen hafta bir gün, saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan, saatlerce sosyal medyada anlamsız videolar izledim. Gece uykusuz kaldığım gibi, o kadar saat ne ile zaman geçirdiğimi bile bilmiyorum.
İyi ki böyle bir akşam oldu da kendimce bir farkındalık yaşadım diyorum.
Bu süreç bir süredir aşina olduğum, ironik bir şekilde dijital dünyadan haberim olan “Dijital Detoksu” nasıl hayatıma uyarlayabileceğimi araştırmama sebep oldu.
Teknoloji tabii ki hayatımızın olmazsa olmazı, bilgisayarlar, telefonlar, akıllı televizyonlar…
Dünya avucumuzun içinde. Teknolojiden tamamen kopmak mantıklı gelmiyor bana, her zaman yapmaya çalıştığım gibi her şeyi bir dengede tutmak, hiç bir şey de aşırılığa kaçmamak amacım bu konuda da.
Yani 3 saat boyunca, küçücük bir ekranda ne izlediğini bile hatırlamadan zaman geçirmemek.
Araştırma yapınca insanların uç boyutlarda dijital detokslar yaptığını, bu konularda sayfalarca kitaplar yazıldığı, tıklanmayı arttıran şaşalı başlıklar ile dijital detoksun anlatıldığı bir çok bilgiye ulaştım.
Nasıl ki yemeği, tatlıyı, içkiyi çok kaçırdığımızda vücudumuzu dengelemek için bir süre bu tarz şeylerden uzak kalıyoruz. İşte dijital detoksu da böyle düşünmeye karar verdim. Gün içinde bilgisayar, mailler, bildirimler ile boğuluyoruz demek ki zihnimizi de dengelemek gerekiyor.
Telefonsuz evden çıktığımı hayal edemiyorum mesela. Gideceğim yere navigasyon olmadan nasıl giderim, buluşacağım kişi ile nasıl haberleşirim, yolda geçirdiğim zamanı nasıl değerlendiririm?
Yazdıkça dahası geliyor.
Benim dijital detoksum için aldığım bazı kararlar aşağıda. Senin kararların, senin yolculuğun ile şekillenecek.
- İlk olarak telefonumda kullandığım uygulamalardan gereksiz olanları, bir süredir kullanmadıklarımı silerek işe başladım. İlk madde tamamlandı.
- Sonrasında telefona gelen lüzumsuz bildirimleri kapadım. Öyle çoklarmış ki, kapatmak bile yorucuydu. Vah tüm gün bunlar ile dağılan dikkatimize.
- Whatsapp gruplarının bir çoğunu sessize aldım. Her an her yazışmayı görmek zorunda değilim sanki.
- Maillerimde ilgilenmediğim, açmaya tenezzül bile etmediğim bir çok aboneliğimi sonlandırdım.
- Akıllı saatimde sadece arama bildirimini açık bırakıp, mail yazışmalar, uygulama bildirimleri hepsini kapadım.
- Bu beş madde bile öyle çok işe yaradı ki anlatamam, gecenin bir saati başucumda titren telefonla uyanmalarım bitti. Mail listem şişmiyor. Grup mesajlarını daha verimli okuyorum. Saatim kolumda her an boş yere titremiyor.
Son olarak bence en önemli kararı aldım ve bunu gerçekten uyguluyorum.
Çevremde ailem, arkadaşlarım olduğunda telefonumu sesliye alarak çantamda tutma kararı aldım. Önemli bir şey var ise zaten beni ararlar. Durmadan gelen bildirimler ile görüştüğüm kişi ile olan zamanımı, anımı bozmamak amaç.
Bunlar benim yolculuğum, umarım senin yolculuğun için küçük de olsa bir ilham verir. Seni harekete geçirir.