Yaş ilerledikçe yeni arkadaşlıklar kurmak konusunda eskisi kadar hevesli olmuyor insan. Zaman mı yetmiyor bilmiyorum. Olağan zamanı da, yıllardır tanıdığımız arkadaşlarla seyrekleşen telefon konuşmaları, buluşmalar dolduruyor.
Pazar günü mail kutuma bu konuyla ilgili bir yazı düştü. Yazıyı okudukça bir süredir farkında olup rahatsız olduğum bu konuda, yalnız olmadığımı görmek bir nebze rahatlattı beni.
Siz de benim gibi hissediyorsanız, yalnız değilsiniz. Bir nebze rahatlayabilirsiniz.
Günümüzde, insanların birbirleriyle samimi arkadaşlıklar kurma konusunda zorlandığına dair birçok araştırma var. Hatta buna havalı bir ad bile vermişler.
Friendship Recession ”Arkadaş durgunluğu”
İnsanların yeni arkadaşlar edinmek yerine var olan arkadaş çevrelerine odaklandıklarını ve zamanlarının çoğunu onlarla geçirdiklerini gösteriyor. Bu iyi tarafı, bir de bu sürecin daha can sıkıcı bir tanımı var.
“Gittikçe küçülen bir çevre, yeni insanlarla tanışma hevesinin azalarak yok olması ve arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zamanın gittikçe azalması.”
Birçok kişi, sosyal medya ve diğer teknolojik araçların hayatımıza girmesiyle birlikte, gerçek hayatta yeni insanlarla tanışmanın zorlaştığını düşünüyor. Buna ek olarak, iş veya aile hayatının getirdiği yoğunluklar da insanların arkadaşlık ilişkilerine zaman ayırmalarını zorlaştırıyor.
Yapılan araştırmalar arkadaş durgunluğundan erkeklerin kadınlara göre daha çok etkilendiğini gösteriyor. 5 erkekten biri hiç yakın arkadaşı olmadığını bile söylemiş.
Çalışmanın felaket tellallığı da burada bitmiyor tabi. Sosyal izolasyonun, bağışıklık sistemini zayıflattığı ve bir çok hastalığa yakalanma şansını da arttırdığını gösteriyor.
Uyku bozukluğu, alzheimer, tansiyon, kalp rahatsızlıkları, diyabet …
Araştırmanın detaylarına linkten ulaşabilirsiniz.
Biz gelelim bu durgunluğa neden girdiğimize. Benim çıkarımlarım biraz daha kendimle ilgili olacak. Genelleme yapmak istemesem de bu konu hakkında konuştuğum arkadaşlarımdan da aynı yanıtları alınca kendimce bir genelleme yapmış oldum.
Öncelikle biraz ailemin gençliklerini anlattıkları zamana döndüm. Biz doğmadan önce, hatta abim bebekken bile arkadaşlarına yatılı gidip sabaha kadar oyunlar oynadıklarını anlattıklarında baya bir şaşırmıştım. Onların da bir zamanlar genç olduğunu kabullenmek zor oluyor. Evde televizyon seyretmek harici yapılacak bir şey olmayışı insanları daha çok birlikte zaman geçirmeye itiyor olabilir diye düşünüyorum şu an.
Şimdiye baktığım da ise evde sıkılmaya zaman bulamıyor insan. Bir yandan sabaha kadar susmayan mailler, akıllı televizyonlarda izleme listesine alınan ve her gün çoğalan filmler, diziler, videolar. Onlar yetmezmiş gibi şimdi film, dizi izlemeye zamanım yok diyip bir film süresinden bile çok sosyal medyada geçirilen zaman…
Arkadaşlarımızla birlikte eğlenirken bile bir süre herkesin içine – telefonuna – döndüğü görmek artık şaşırtıcı gelmiyor artık bana. Bir ihtiyaçmış gibi birlikteyken bile yalnız kalmaya başladığımız bir dönemdeyiz. Yapılan başka araştırmalarda yaş ilerledikçe yalnız vakit geçirme oranı arttığını gösteriyor, arkadaşlarımızla geçirdiğimiz süre 18-21 yaşları arasında en yüksek orandayken zamanla gittikçe azalıyor.
Pandemi sürecinin de bu duruma katkısı olduğunu biliyorum ama tüm suçu pandemiye ya da sosyal medya atmak da doğru gelmiyor.
En azından kendim de gördüğüm yeni ortamlara girdiğim de birileri ile tanışıyor, keyifli zaman geçiyorum ama bu tanışma yüzeysel kalıyor. Belki telefon numaraları veriliyor, sosyal medyadan takip ediliyor ama sonrasına geçen kaç arkadaşlık kurdum uzun süredir emin değilim.
Arkadaş durgunluğu kötü bir şey mi aslında ondan da emin değilim. Her zaman az ama öz dostluklarım olsun istedim ki gençlik yıllarımdan gelen arkadaşlarımın aile kavramına da yaklaştığını hissediyorum. Belki de bu nedenle yenilere çok da yer açmıyorum.
Olana bile yetişemediğimiz bu dönem de yenilere yer açmak ne kadar kolay? Bu da düşünülmesi gereken bir başka soru bence.
Yine de arkadaş durgunluğu kavramının sadece yeni arkadaşlıklar edinme hevesimizi kaybettiğimiz olarak görmemek lazım. Daha da önemli nokta eski dostlarımıza da ayırdığımız zamanın azalması.
Bence bu üstüne daha çok düşülmesi gereken bir konu.
Senin de aklının bir köşesinde olsun bence.