Özdisiplin

Özdisiplin. 

Günlük hayatta pek kullanmadığımız bir kelime. Hatta disiplin kelimesi olumsuz bir çağrışım bile yapıyor sanki.

Bunun belki de en önemli nedeni ilkokul, lise yıllarında “disipline gitmek” sözünün bir tür ceza olması. Yapılan bir yanlışın cezası, başka birinin seni disiplin etmesi ile özdeşleşmesi.

Disiplinin yukarıdan inme, başkasının zoru veya teşviği ile kazanılabileceğini pek inanan biri değilim. O nedenle disiplin kelimesi yerine özdisiplin kelimesi benim lugatıma daha uygun.

Özdisiplin, kendini kontrol etme, kendi kendine motivasyon sağlama ve hedeflere odaklanma becerisi olarak tanımlanabilir. Benim daha kişisel yorumum ise, kendini bilme, kendine göre durumları ayarlayabilme yeteneği.

Özdisiplin, sadece okul, iş hayatı değil yaşam her alanında bize yardımcı olacak bir yeti. Özdisiplin geliştirmek için yapılacak 5 şey, 10 mucize gibi başlıklar atarak sana boş vaadler vermek istemiyorum çünkü özdisiplin öyle bir iki şeyle kazanılacak bir şey değil.  

Bu yeti disiplinli bir yaşam sürmekle başıyor. Disiplinli bir yaşam sürmek, her gün yapmanız gereken görevlerinizi, isteklerimizi bilmeyi, farkında olmayı ve bunları planlamayı gerektiriyor. Ve tabii ki kendinize bu görevleri tamamlama konusunda bir zaman sınırı koymak gerekli. Bu, işleri erteleme alışkanlığından kurtulmanıza ve daha verimli çalışmanıza yardımcı olacağı gibi hayatın her alanına zaman ayırmaya da yarıyor. Kulağa sıkıcı gelse de bu alışkanlık haline geldi mi süreç, sıkıcı olmaktan ziyade hayatın her alanında daha kontrol sahibi olmamıza yardımcı oluyor.

  • Özdisiplin sahibi olmak için, kendine hedefler belirle.
  • Hedeflere ulaşmak için belirli adımlar at. 
  • Kendinize bir zaman çizelgesi hazırla ve bu zaman çizelgesine sadık kalmaya çalış.
  • Kendine hedefler belirlerken gerçekçi olmaya özen göster Hedeflerine ulaşmak için adım adım ilerle.Boğma kendini, yapabileceklerini zamana yay. Son dakika harikalar yaratmaktansa sindire sindire yap.
  • Ayrıca, kendine bir ödül sistemi oluştur. Hedeflerine ulaştığınızda kendini ödüllendir. Bu, kendini motive etmene ve devamlılığı korumana yardımcı olacak. Bu ödüller ister küçük bir parça çikolata olsun, istersen işi bitirdiğin anda ajandana attığın bir tik olsun, istersen de bir yurtdışı tatili. Ama önemli noktayı kaçırma amaç ödüller değil.

Mesela kendimden bir örnek verecek olursam, 2 ay önce bir iş için yabancı dil öğreten uygulamaları incelerken ispanyolca öğrenmeye devam etmeye karar verdim. Kullandığım uygulama dil eğitimini oyunlaştırarak keyifli hale getiriyor bu büyük bir artı. Hemen motivasyonumu arttırmak ve başladığım şeyi bırakmamak adına bir yatırım yaparak 1 yıllık üyelik aldım. Zaman yatırımı ve maddi yatırımlar her zaman itici bir güçtür.

Sonra günlük bir program yaptım, her gün 15 dakika ispanyolcaya ayıracağım diye. Hatta bir tetikleyici daha ekledim, sabah rutinlerimden hemen sonra 15 dakika ispanyolca öğrenmek. Bu da her gün alışkanlığım haline gelmiş, sabah rutinlerim bitince bana bir hatırlatıcı oluyor. Yaklaşık 70 gündür hiç aksatmadan 15 dakika ispanyolca çalışıyorum. Hatta 70 günün çoğunda 15 dakikadan çok daha fazla çalıştım ama çok yoğun bir günümse 15 dakika oldu mu tamamdır.  Kendimi boğmadan her gün yapabileceğim kadar küçülttüm adımlarımı.

Ödülüm ise önümüzdeki sene çok gitmek istediğim Latin Amerika ziyaretim. Bu süreçte hem bu seyahat için birikim yapıyorum hem de bir yandan dillerini öğreniyorum. Motivasyonum tam, hedefim belirli, her gün bu hedef için minik adımlar atıyorum. Kendimi usandırmıyor, bıktırmıyorum. Zaman çizelgem var yaklaşık 1 yıllık bir sürede orta seviyeyi geçmeyi planlıyorum. Bu çizelgeye günü güne sadığım. Hedefim gerçekçi, 1 yıl içinde günde ortalama 15 dakika ayırarak orta seviye ispanyolca öğrenmek istiyorum.

Bu, gün içinde özdisiplin sağladığım sadece bir konu. Mesela her hafta mail kutuna düşen bu yazılarda, bu özdisiplinin bir parçası. Bunun dışında da yazacağım çok şey var ama işte bu kadar basit. Daha önce de dediğim gibi özdisiplin öyle bir günde ben özdisiplinli olacağım diye karar verilecek bir şey değil. Yaşama entegre olmalı. Bu da küçük adımlar ile başlayıp devam eden bir süreç, ama keyifli bir süreç. 

Kendini bil, istediğin şeyleri bil, bunları bildikten sonra yaptığın her şey keyif vermeye başlıyor.

Bir bakmışsın, özdisiplin kendi kendine oluşmuş bile. Self-Service anlayacağın. Kendine hizmet et 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s