Ertelediğin buluşmalar, iki arada bir derede, ayak üstü yediğin yemekler, trafikte ya da yürürken anca aramaya zaman bulduğun kişiler, karşındakini dinliyormuş gibi yapıp duymadığın cümleler, her ay başladığın iki gün süren diyetler, zaman bulamadığın heykel kursu, izin alamadığın, daha doğrusu izin almak için çaba sarf etmediğin o üç günlük tatil…
Nasıl biri olmak istiyorsun?
Bu sorunun cevabı alacağın nişanı, ilerleyeceğin yolu bulmana yardımcı olacak. İşte o zaman vuracağın hedefi ve gittiğin yolu da bileceksin.
işilik testleri gibi bu elementler de tabii tam olarak seni anlatamaz. Birden çok elementin özelliklerine sahip olabilirsin ama kendin ve çevren için bir fikir edinmek açısından neden bakmayalım ki? Feng Shui öğretisinde elementlerin güçlü ve zayıf yönleri var tıpki kişiliklerimiz gibi.
Özdisiplin, sadece okul, iş hayatı değil yaşam her alanında bize yardımcı olacak bir yeti. Özdisiplin geliştirmek için yapılacak 5 şey, 10 mucize gibi başlıklar atarak sana boş vaadler vermek istemiyorum çünkü özdisiplin öyle bir iki şeyle kazanılacak bir şey değil.
“Her” bilim kurgu, romantik drama kategorisinde bir film. 2013 yılında Spike Jonze tarafından yazılmış ve yönetilmiş. “John Malkoviç Olmak” filmin yönetmeni kendisi aynı zamanda. Jonze’n varoluşluk felsefesini özenle işleyişini görmek, bende film bitirdikten sonra da üstüne okuma yapmak, konuşmak hatta yazma istediğini uyandırdı.
Günümüzde, insanların birbirleriyle samimi arkadaşlıklar kurma konusunda zorlandığına dair birçok araştırma var. Hatta buna havalı bir ad bile vermişler.
Ama! Geçen hafta bir gün, saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan, saatlerce sosyal medyada anlamsız videolar izledim. Gece uykusuz kaldığım gibi, o kadar saat ne ile zaman geçirdiğimi bile bilmiyorum.
İyi ki böyle bir akşam oldu da kendimce bir farkındalık yaşadım diyorum.
Maruz kaldığımız çevre, büyüme ve gelişimimiz için önemli bir rol oynar. Negatif insanlarla, toksik ilişkilerle ve zararlı etkilerle çevrelenirsek, büyüyemez, çiçek açamayız değil mi?
Stoacı Epiktetos, hayatı bir ziyafete benzetir. “Hayatı bir ziyafet sofrasındaymış gibi yaşamayı unutma der. Sofrada elden ele dolaşan bir şey görürsen, sıra sana geldiğinde elini uzat ve sen de yardım et. Sıra seni atlayıp geçti mi başkasına mani olma. Sıra sana henüz gelmedi mi? Önüne gelecek şeye duyduğun arzuya takılma, sabırla bekle diye öğütler.
Yaş aldıkça, yaşadıkça olgunlaşıyor, karakteri oturuyor insanın. 20 yaşımın başına baktıkça iyi ki yaptım dediğim bir çok şapşallığım, aptallığım var. Şu an yapmayacağım şeyleri yine olsa o yaşta yine yaparım.
Antik bir hint masalında güçlü bir kral çıplak ayak ile bastığı taşlar ayaklarını acıttığı için tüm krallığın deri ile kaplanmasını emretmiş. Herkes tabii efendim, emredin efendim, oldu bilin efendim derken dünyanın dört bir yanından deriler sipariş edilmeye, ustalar hazır beklemeye başlamış.
Zaman kısıtlı bir kaynak. Maalesef ki ne uzatma ne de kısaltma şansımız var. Stoik bir bakış açısı ile “değiştiremeyeceğimiz bir şeye odaklanmak yerine değiştirebileceğimiz şeylere odaklansak.”