Yaş aldıkça, yaşadıkça olgunlaşıyor, karakteri oturuyor insanın. 20 yaşımın başına baktıkça iyi ki yaptım dediğim bir çok şapşallığım, aptallığım var. Şu an yapmayacağım şeyleri yine olsa o yaşta yine yaparım.
Antik bir hint masalında güçlü bir kral çıplak ayak ile bastığı taşlar ayaklarını acıttığı için tüm krallığın deri ile kaplanmasını emretmiş. Herkes tabii efendim, emredin efendim, oldu bilin efendim derken dünyanın dört bir yanından deriler sipariş edilmeye, ustalar hazır beklemeye başlamış.
Zaman kısıtlı bir kaynak. Maalesef ki ne uzatma ne de kısaltma şansımız var. Stoik bir bakış açısı ile “değiştiremeyeceğimiz bir şeye odaklanmak yerine değiştirebileceğimiz şeylere odaklansak.”
“Meşguliyetlerle dolu bir dünyanın içinde kaybolup her şeyden kaçmak… Çeşitli aktiviteler, iş, haz ve farklı bağımlılıklarla dolu bir hayatta başımızı kaşıyacak zaman bırakmamak.
Bilinmeyen adayı keşfe başladık bile, kendimize eşsiz bir yolculuğun ilk adımı için doğru zamanı bul. Dış dünyada fırtınalar kopabilir, teknen bir oraya bir buraya savruluyor olabilir ama yola sen yola çıktın unutma.
Güçsüz iletişim ve zayıflıklar, uzmanlık ile birleştiğinde karşındakini tehdit etmediğin, onunla tarafta olduğunu göstermek konusunda çok güçlü bir fikre dönüşüyor.